Büyükelçi Barrack, son açıklamalarıyla Suriye’nin karmaşık siyasi yapısına dair önemli bilgiler paylaştı. Şam yönetimi ve PKK/YPG arasındaki sorunların hala çözülmediğini belirten Barrack, bu durumun bölgedeki istikrarı tehlikeye attığına dikkat çekti. Ortadoğu'nun en kritik meselelerinden biri haline gelen bu anlaşmazlık, hem bölgesel hem de küresel güç dinamiklerini etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor. Savaşın başladığı 2011 yılından bu yana devam eden kriz, Suriye'nin kuzeyinde yaşayan halk üzerinde derin yaralar açmaya devam ediyor.
PKK/YPG arasındaki sorunların temel nedenleri arasında etnik kimlik, güç mücadelesi ve kontrol alanları yer alıyor. PKK'nın Türkiye'deki mevcudiyeti, YPG'nin Suriye'deki varlığını doğrudan etkiliyor. Bu durum, Şam yönetimi ile PKK/YPG'nin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesine zemin hazırlıyor. Barrack, bu karmaşık yapının çözülmesi için uluslararası işbirliğinin gerekliliğine dikkat çekiyor. Suriye'nin kuzeyinde, bir yandan PKK/YPG’nin güç kazanması, diğer yandan Türkiye'nin güvenlik endişeleri, çatışmaların daha da derinleşmesine yol açıyor. Bu anlaşmazlık, yerel halkın yanı sıra, mülteci krizini de beraberinde getiriyor.
Büyükelçi Barrack, uluslararası toplumun Suriye'deki krize dair daha etkin bir rol alması gerektiğini ifade etti. Özellikle ABD ve diğer Batılı ülkelerin, PKK/YPG üzerinden yürüttükleri politikaların, Suriye'nin toprak bütünlüğüne zarar verdiğini ve sorunları çözmekten ziyade derinleştirdiğini belirtti. Ayrıca, Barış ve Güvenlik için sürdürülen diplomatik çabaların önemine vurgu yaptı. PKK/YPG’nin Şam yönetimiyle bir uzlaşma sağlamaması, bölgede terörizmin ve insan hakları ihlallerinin artmasına neden oluyor. Bu noktada, büyük güçlerin yanı sıra, bölgesel aktörlerin de bu meselenin çözümünde etkili olabileceği düşünülüyor. Daha adil ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği, Suriye’nin geleceği açısından kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, Büyükelçi Barrack’ın açıklamaları, Suriye'deki karmaşık durumun çözümünde atılması gereken adımların önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Şam yönetimi ile PKK/YPG arasındaki sorunların çözülmeden, bölgedeki barışın sağlanması da mümkün görünmüyor. Bu çatışmanın sona ermesi, hem Suriye'nin iç dinamiklerini hem de uluslararası güvenlik ortamını doğrudan etkileyecek. Dolayısıyla, uluslararası toplumun bu konudaki tutumu, sadece Suriye için değil, bütün Ortadoğu için hayati bir önem taşıyor.