Son yıllarda dünya genelinde kadınların toplumsal hayatta daha görünür hale gelmesi, birçok yerde olumlu değişimlerin müjdecisi olmuştur. Ancak, Afganistan'da Taliban yönetimi altında bu olumlu gidişatın yerini korku ve yasaklar alıyor. Son olarak, Taliban hükümeti, kadın yazarların kitap yayınlarını yasaklayarak, düşünce özgürlüğüne ve kadınların sesine bir darbe daha vurdu. Bu yasak, yalnızca bireysel özgürlükleri değil, aynı zamanda toplumun kültürel dokusunu da olumsuz etkiliyor.
Bizler, her gün medyada kadınların cesurca kaleme aldığı hikayeleri, deneyimleri ve toplumda yaşadıkları zorlukları okuyoruz. Ancak, Afganistan'daki kadın yazarlar, kelimelerin gücüne olan inançlarına rağmen, şu anda bir karanlık dönemden geçiyor. Taliban, kadın yazarların şöyle dursun kitap çıkarmalarına veya eserlerini paylaşmalarına bile izin vermiyor. Bu durum, sadece kadın yazarları değil, aynı zamanda okurları ve toplumu derinden yaralayan bir liderlik tarzını da gözler önüne seriyor. Kadınların özgürce ifade etme imkanlarının dışında bırakılması, yalnızca onların değil, tüm insanlığın kaybıdır.
Taliban, iktidara geldiğinden bu yana birçok yasak ve kısıtlama ile gündeme gelmişti. İlk gelen yasakların çoğu eğitim, çalışma ve sosyal yaşam alanlarını kapsıyordu. Ancak, kadın yazarların kitaplarını yasaklaması, söz konusu yasakların artık bireysel yaratıcılığı hedef aldığını gösteriyor. Bu yasak sadece bir edebiyat meselesi değil, aynı zamanda kültürel bir soykırım anlamına geliyor. Kitaplar, bir toplumun düşünce yapısını şekillendirir ve insanları bilinçlendirir. O yüzden bu tür yasaklar, gelecekteki nesilleri de etkileyerek düşüncesel bir körleşmeye yol açabilir.
Kadınların yazma ve ifade etme özgürlüğünü engellemek, toplumsal ilerlemeyi durdurmanın yanı sıra, kadınların potansiyelinin da yok edilmesi anlamına gelir. Bu durum, yalnızca Afganistan'daki kadınlar için değil, tüm mücadele eden kadınlar için sembolik bir kayıp yaratmaktadır. Kadınların edebiyat yoluyla kendi seslerini bulmaları, sadece kendi anlatılarını değil, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin de gelişmesi adına bir fırsattır.
Sonuç olarak, kadın yazarların kitaplarının yasaklanması, Taliban'ın söyleminde düşündüğü kadar kolay değil. Üstelik, bu durum, küresel ölçekte kadın hakları savunucularının ve insan hakları örgütlerinin dikkatini çeken büyük bir tartışma yarattı. Dünya, Afgan kadınlarının yaşadıkları bu insanlık hali karşısında sessiz kalmamış, birçok uluslararası kuruluş ve sivil toplum örgütü bu yasakların kaldırılması için kampanyalar başlatmıştır. Kadınların sesi asla susturulamaz, zira kelimeler, en karanlık zamanların karanlığını aydınlatabilecek bir ışık taşır.