Kayısının başkenti olarak bilinen Malatya'nın tüccarları, bu yıl zorlu hava şartlarının etkisiyle kayısı üretiminde büyük kayıplar yaşadıklarını açıklıyor. Türkiye'nin sofralık kayısı ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan bu bölgedeki üreticiler, mevsim normallerinin dışında yaşanan hava koşulları nedeniyle mahsullerinin önemli bir kısmını kaybetti. Özellikle aniden soğuyan hava ve dolu yağışları, kayısı ağaçlarının çiçeklenme döneminde büyük bir tehdit oluşturdu. Bu yıl, kayısı üretiminde meydana gelen yaklaşık yüzde 30'luk zarar, hem çiftçilerin hem de bölgedeki ekonominin dengesini sarsma potansiyeli taşıyor.
Malatya’nın coğrafi konumu, kayısı üretimini destekleyen önemli unsurlardan biri olsa da, bu yıl yaşanan olağanüstü hava olayları, üreticileri zor durumda bıraktı. Özellikle Mart ve Nisan aylarında meydana gelen ani soğuk hava dalgaları, kayısı tomurcuğunun gelişim sürecini olumsuz etkiledi. Kayısı ağaçları, çiçek açtıkları dönemde yaşanan dondurucu sıcaklıklar nedeniyle döllenme işlemlerinde sorunlar yaşadı. Bunun sonucunda, meyve tutma oranları beklenenden çok daha düşük gerçekleşti.
Daha da önemlisi, kayısı bahçelerini etkileyen dolu yağışları, ağaçların genç meyvelerine ciddi zararlar verdi. Bu durumu yaşayan üreticiler, “Ellerimizdeki kayısıların büyük bir kısmı ya çiçeklenme aşamasında ya da genç meyve döneminde zarar gördü. Tüm yıl boyunca uğraşarak büyüttüğümüz ürünlerimizi kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.” diyerek, yaşadıkları zorlukları gözler önüne serdiler.
Kayısı üretimindeki bu zarar, Malatya'nın tarım sektöründe ciddi ekonomik kayıplara yol açmaya başladı. Yıllık kayısı üretimi, Malatya'nın milli gelirine katkı sağlayan önemli bir faktör. Bu nedenle, kayısı üretiminde yaşanan kayıplar, sadece üreticileri değil, aynı zamanda bölge ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Üreticiler, kayısı fiyatlarının yükselmesini beklerken, bazıları ise ürünlerini satmakta zorluk yaşayabileceğinin endişesini taşıyor.
Bu durumun çözümü için çeşitli öneriler gündeme geliyor. Uzmanlar, önceki yıllarda olduğu gibi, hava koşullarının olumsuz etkilerini en aza indirmek adına, tarımsal sigorta sistemlerinin daha geniş bir şekilde uygulanması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, çiftçilere eğitim verilmesi ve modern tarım tekniklerinin benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu sayede, olumsuz hava koşullarına daha dayanıklı kayısı çeşitlerinin yetiştirilmesi sağlanabilir.
Üreticilerin karşılaştığı zorlukların üstesinden gelebilmesi için devlet desteklerinin artırılması ve tarımsal teşviklerin yeniden gözden geçirilmesi de önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Çiftçilerin, karşılaştıkları sorunlara daha hızlı çözümler bulmalarını sağlamak için bu tür destek mekanizmalarının işlevselliği artırılmalıdır.
Buna ek olarak, kayısı üretiminin sürdürülebilir bir şekilde devam edebilmesi adına yerel kooperatiflerin güçlendirilmesi gerektiği konusu da gündemde. Kooperatifler aracılığıyla üreticilerin daha iyi bir pazarlama stratejisi geliştirmesi, maliyetlerin düşürülmesi ve ürün kalitesinin artırılması hedefleniyor. Bu şekilde, hem üreticiler hem de tüketiciler için uzun vadede kazanç sağlanabilir.
Sonuç olarak, Malatya'daki kayısı üretiminde yaşanan düşüş, sadece yerel üreticileri değil, tüm Türkiye ekonomisini dolaylı yoldan etkileyen bir durum. Bu sorunun çözümü, hem üreticilerin yaşam standartlarını iyileştirmek hem de bölgenin tarımsal potansiyelini koruyarak Türkiye'nin kayısı ihracatını artırmak açısından büyük bir önem taşıyor. Tüm bu faktörlerin birleşimiyle, Malatya'nın kayısı cenneti unvanını koruyabilmesi ve gelecek yıllarda daha verimli bir üretim süreci geçirebilmesi mümkün olacaktır.